TÜRKİYE’DE OLİMPİYATIN İLK İSMİ SELİM SIRRI TARCAN

Posted by

Selim Sırrı Tarcan, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ni kurarak ülkemizi olimpik sporlar ile tanıştıran isim. Türk Spor Tarihi’nde önemli bir yere sahip olan Selim Sırrı Tarcan’ın hayatını sizin için araştırdık…

Larrissa’da Dünyaya Geldi

Selim Sırrı Tarcan, 1974 yılında Yunanistan sınırına dahil olan Larissa’da (şimdiki adıyla Yenişehir) dünyaya geldi. Babasının adı Yusuf, annesinin adı ise Zeynep’ti.

Tarcan’ın babası Yusuf Bey, 1876 yılında gerçekleştirilen Karadağ Muhaberebeleri’nde şehit olması nedeniyle Selim Sırrı Tarcan 2 yaşında yetim kaldı. Babasız kalan Tarcan, annesi Zeynep Hanım ile birlikte İstanbul’da asker olan dayısının yanına gitti.

İstanbul’da annesi ve dayısıyla birlikte yaşamaya başlayan Tarcan, kısa bir sürenin ardından Galatasaray Lisesine yatılı öğrenci olarak kayıt yaptırdı. Burada geçirdiği yıllarda Ali Faik (Üstünidman) Bey’den jimnastik dersleri almaya başlayan Selim Sırrı Tarcan, hayatı boyunca tenis, halter, disk atma, jimnastik, boks, eskrim, güreş, yüzme, bisiklet ve futbol gibi birçok spor dalıyla uğraştı.

Lise eğitiminin ardından Askeri Mühendislik Okulu’na giden Selim Sırrı Tarcan, bu okuldan mezun olduktan sonra 1909’da İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Jimnastik Akademisi’ne başladı. 2 yıllık eğitim süresinin ardından tekrar Türkiye’ye dönüş yapan Tarcan, İzmir’de beden eğitimi öğretmenliği yapmaya başladı.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin İlk Adımları Atıldı

İzmir’de yerine getirdiği beden eğitimi öğretmenliği görevinin ardından Selim Sırrı Tarcan, İstanbul’a döndü. Eski şehrine geri dönmesiyle birlikte Galatasaray Lisesi’nde Fransız öğretmeni olarak gören yapan Mösyö Juery ile tanıştı.

Beden eğitimi öğretmenliğinin ardından, İstanbul’daki teknik üniversitede eskrim ve jimnastik öğretmenliği yapmaya başlayan Selim Sırrı Tarcan, modern olimpiyatların kurucusu olan Baron Pierre de Coubertin ile tanıştı.

Coubertin, Selim Sırrı Tarcan’ı Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti kurması için ikna çabalarına girdi. Ancak o dönemde Osmanlı’da cemiyet kurmanın yasak olmasından dolayı Tarcan bunu yapamayacağını dile getirdi. Bu sorunun üzerine Coubertin, Selim Sırrı Tarcan’a olimpiyat temsilcisi görevini verdi.

İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinin ardından cemiyet kurmak yasağı sone erdi ve Selim Sırrı Tarcan uzun süredir hayalini kurduğu Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti’nin temellerini atmak için çalışmalara başladı.

Genel sekreterlik görevini üstlenen Tarcan, cemiyet başkanlığı için gazeteci Ahmet İnsan Tokgöz ve cemiyet üyeliklerine ise Hasip Bayındıroğlu, Asaf ve Cevat Rüştü kardeşleri getirdi. Kayıtlar da kesin bir kuruluş tarihine rastlanılmayan Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti adına Yunan asıllı cimnastikçi Aleko Moullos, 1908 yılında Londra Oyunlarına katıldı.

Selim Sırrı Tarcan yine aynı yıl, IOC’ye üye olarak kabul edildi. 1909 senesinde Berlin birleşmesinde Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti’ni ilk kez temsil etti. Sırasıyla Lüksemburg, Budapeşte, Stockholm, Lozan, Paris, Prag ve Budapeşte birleşimlerinde de Osmanlı’yı temsil eden Tarcan’ın çabalarıyla Osmanlı Devleti, IOC üyeliğine resmen kabul edildi.