Sporun Her Branşı Disiplin Getiriyor

Posted by

Spor, insanın fiziksel ve zihinsel sağlığını iyileştirmek için yapılan, genellikle rekabete dayalı fiziksel aktivitelerdir. Spor yapmanın birçok faydası vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Fiziksel sağlık: Spor yapmak, kasları güçlendirir, kemikleri güçlendirir, kalp sağlığını korur, kilo kaybını destekler, diyabet riskini azaltır, kanser riskini azaltır, ruh halini iyileştirir, stresi azaltır, uyku kalitesini artırır, yaşam süresini uzatır.
  • Zihinsel sağlık: Spor yapmak, hafızayı güçlendirir, öğrenmeyi kolaylaştırır, yaratıcılığı artırır, karar verme yeteneğini artırır, problem çözme yeteneğini artırır, özgüveni artırır, sosyalleşmeyi kolaylaştırır, stresi azaltır, depresyonu azaltır.
  • Sosyal faydalar: Spor yapmak, insanlara sosyalleşme fırsatı verir, arkadaş edinmeyi kolaylaştırır, takım çalışması becerilerini geliştirir, rekabet duygusunu geliştirir, liderlik becerilerini geliştirir.

Spor, her yaştan insan için faydalıdır. Özellikle çocukların ve gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişimi için spor yapmak çok önemlidir. Spor, her insanın hayatını daha iyi hale getirebilir.

 SÖRF

Sörf sporunun ortaya çıkışı ise aslında bir etki tepki meselesidir. Polinezyalı balıkçılar, tuttukları balıkları evine götürebilmek için zorlu dalgalarla baş etmeye çalışırlardı. Hem dayanıklılık hem de denge dalında uzmanlaşan bu balıkçılar; Hawailili ünlü yüzücü Duke Paoa’nın aklında yeni bir fikir oluşturmuştu. Duke, Waikiki’deki ilk sörf kulubünü Polinezyalı balıkçıları ilham alarak kurmuştu.

Sörf 1920 yılında resmi bir spora dönüştü. En bilinen şekli ile sörf; kısa veya uzun tahta üzerinde sular üzerinde dengede kalmayı içerir. Steve King adlı sörfçü, 2006 yılında İngiltere’nin Severn Nehri’nde toplam 11 kilometre boyunca tek bir dalga üzerinde gitme başarısı gösterdi ve bu şov tam 76 dakika sürdü. 2006 yılında Hawaii’de ise Maui tam 21 metrelik bir dalga üzerinde sörf yapmayı başardı.

PİLATES

Birinci Dünya Savaşından önce bir sirk cambazı İngiltere’ye taşınır. Savaş patlak verince Joseoh Pilates adındaki bu kişi Almanlar ile birlikte kampa götürülür. Kamp sırasında Alman askerlerine kendi geliştirdiği esnekliği ve direnci arttıran egzersizleri yaptırır ve bu antrenman bileşenine kendi ismi olan pilatesi verir. Ancak Joseoh Pilatesin ünü savaş bitiminde tüm dünyayı saran grip salgını sonrası artar.

Yaklaşık 50 milyon kişinin öldüğü bu salgında, Pilatesin çalıştırdığı hiçbir asker ölmemişti. Ve insanlar o dönemde çareyi Joseoh’un geliştiridği hareketlerde aramaya başladı. İşte yirminci yüzyılda pilates sporunun temeli bu şekilde atıldı.

MARATON

Milattan önce 490 yılında Maraton ovasında Atinalılar ile Persler arasında bir savaş gerçekleşti. Uzun yıllar süren savaşı kazanan ise Atinalılar olmuştu. Savaşın kazanıldığını duyurma görevi ise ulak Philippiles’e düştü. Dur durak bilmeden tam 42000 metre koşan ulak, Atina’daki Pazar yerine geldikten sonra; ‘Sevinin kazandık’ der ve orada ölür. Bu olaydan sonra mesafeyi tam olarak belirlemek için Kraliyet ailesinin sarayı ile stadyum arası ölçülerek 42.195 metre olarak mesafe netleştirilir.

Yunanlıların tarihsel öneminden dolayı maraton yarışından daha fazla kazanmayı istedikleri başka bir yarış yoktur. 1896 yılında Atina’da yapılan modern tarihin ilk olimpiyat oyunlarında da Spyridon Louis ile ipi gögüslemeyi başardılar. Louis, ilk kez düzenlenen modern olimpiyatlarda kendi evinde bitiş çizgisini, rakibinin tam 7 dakika önünde geçmeyi başardı.

1981 yılında tarihteki ilk Londra Maratonunda tam 6225 kişi bitiş çizgisine ulaşmayı başardı. Katılımın çok yüksek olmasından sonra İngilizler bu koşuyu her yıl tekrarlamaya karar verdi.