Futbol kulüplerimizin, kötü yönetim, pandemi şartları ve döviz artışı gibi meselelerden kaynaklı olarak oldukça borçlu oldukları tüm futbol kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek. Kulüplerin dönem dönem bu borçların yapılandırılmasıyla alakalı bankalarla anlaşmalar yaparak faiz sildirme, borç erteleme gibi yollara gittiği biliniyor.
Basına yansıyan haberlere göre, tasarısı yapılan spor yasası ile birlikte hem kısa vadede hem de uzun vadede takımların bu borçlu yapılarını etkileyecek gelişmeler bekleniyor.

Yasanın Getirdiği Değişiklikler
Yapılan son açıklamalarla birlikte 4 büyük kulübün toplam borcunun 17 milyar Türk Lirasına ulaşmış olması bu konuda çeşitli çalışmaların yapılmasını da beraberinde getirdi. Yeni yasa ile birlikte özellikle kulüplerin kendi gelirlerini kazanmalarının önünün açılması hedefleniyor.
Yayıncı gelirin 4 Büyüklerin gelirlerinde %70-80’lik, Anadolu kulüplerinde ise bu oranın neredeyse %100’e yakın bir olduğu biliniyor. Nitekim bu yayın geliriyle alakalı yayıncı kuruluş ile hem TFF hem de kulüplerin anlaşmazlığının olduğu biliniyor.
Özellikle 2020/2021 sezonu boyunca yayın gelirlerinin ödemesiyle alakalı yayıncı kuruluşun kusurlu olduğu ifade edilmiş, yayıncı kuruluş da bu iddiayı kabul etmeyerek sorumlunun TFF olduğunu ifade etmişti. Her ne olursa olsun takımların daha sağlam ayakta durabilmesi adına kendi kaynaklarını yaratabilmesinin önemli olduğunu ifade eden kulüplerin, özellikle pandemi nedeniyle bilet geliri, forma geliri gibi kaynaklardan çok fazla mahrum kaldığı biliniyor.
Yasa ile ilgili en dikkat çekici noktalardan biri ise kulüp yöneticilerinin kendi dönemlerindeki borçlardan sorumlu tutuluyor olması.

Yasa Ne Kadar Uygulanabilir?
Öncelikle yasanın ne kadar uygulanabilir olup olmadığını tartışmak yerine neden böyle bir siyasi kuvvete gerek duyulduğunu tartışmaya açmak gerekli. Sonrasında da yasanın uygulanması konusunda bir kamuoyu oluşturulmalı. Özellikle yöneticilerin kötü veya art niyetli yönetimlerinde sorumluluk kabul etmemesi ve özellikle mali anlamda ibra edilmeyen yönetimlerin bir yürütmeyi durdurma kararıyla işin içinden sıyrılabilmesi kulüpleri olumsuz anlamda etkileniyor.
Eskişehirspor örneği bu kötü yönetimin en çarpıcı örneklerinden birisi. 2010’lu yılların başında şaşalı transferleriyle öne çıkan ekip yakın zamanda genç oyuncularının dahi maaşını ödeyemiyordu. Yayıncı kuruluş meselesiyle alakalı olarak düzenlenmesi gereken meselelerden birisi de yayınlananın kalitesi. Bugün Türkiye Ligi’ni yayınlamak için kaç tane firmanın rekabete gireceği dahi meçhul.
Oyunun kalitesinin ve temposunun düştüğünü gördükçe firmaları çekmekte zorlanacak bir Türk Futbolu söz konusu. Yasanın diğer maddelerinde ise zaten uygulanması gerekenin kanunlaştırılmasının ne kadar işe yarayacağını da zamanla göreceğiz.